Ad&Soyad:Maya Schroeder
Kişisel Özellikler:Son derece inatçı, eğlenceli, zeki, başarılı.
İstediğiniz Meslek:Öğrenci
İstediğiniz Ünlü:Liv Tyler
Örnek RP:
-Haydi koşmaya devam et!
Bacaklarından yayılan keskin sancılar bütün vücudunda dalga dalga yayılırken bu sözler hiç de telkin edici değildi. Koşmak yapısında yoktu ki özellikle de eğlenmek için koşmak saçmaydı. Yine de dökülmüş yaprakların üzerine bastığında çıkan çıtırtılar ve etrafa dağılan turuncu, sarı renkli yapraklar çevresinde büyülü bir hava uyandırıyordu. Sonuçta amaç sadece eğlenmek ve karşısındakini yakalamak, geçmek değildi. Bir yere gitmeleri gerekiyordu.
- Haydi ama! Bu gidişle çürük yumurta olmaktan başka bir şansın olmayacak!
Kendisinden yaklaşık 15 adım ötede çok daha rahat koşan çocuk nefes nefese kalmış gibi bile değildi. Aradaki yaş farkı kadar daha büyük adımlar atıyordu tabii ve bu sayede öne rahatça geçmişti. Bu yüzden kazanamayacağı bir yarışa devam etmektense biraz yavaşladı, ivmesi azalınca da adımlarını sağlamca yapraklarla örtülü toprağa bastı. Kesik kesik nefesler alıyordu, çocuksu bir berraklıkta olan yüzü terle nemlenmişti. Ayrıca annesinin ördüğü renkli şapkanın içindeki saçları da yüzü gibi hafif bir nemle ıslanmıştı. Bakışlarında bezgin bir ifade vardı ve kısa yorgunluk öksürükleriyle bölünen kelimelerle seslendi öndeki çocuğa:
- Yeter artık çok yoruldum Tony!
Çocukta bu sözlerin üzerine yavaşlamış ve kahkahalar atarak kıza doğru yürümeye başlamıştı. İkisi de daha yeni yeni birbirlerini tanıyorlardı ama çocukluğun saflığı ile birbirlerine güvenmeleri sadece dakikalar almıştı. Bundan üç gün önce yine ormanda karşılaşmışlar ve şimdi de ormanda koşturuyorlardı. Kıyafetlerini atmış çıplak bedenleri ile ağaçlar onların mutluluğunu rüzgarın salladığı dallarıyla gösteriyorlardı adeta. Böyle bir şeydir çocukluk, doğa bile sizin bir parçanız oluverir; saflığınızda, neşenizde, günahsız bedenlerinizde doğanın bir dokunuşu vardır...
Büyüdükçe yavaşça doğanın dokunuşu yumuşakça da olsa üzülerek elini eteğini çekiverir sizden, hatta sırtını bile dönüverir bakışlarınızdan kaçmak için. Yalanların gerçekleri, günahın saflığı bir anda yok ettiği gibi büyümek de ruhunuzu yok ediverir. Yalanların kötülüğünden kaçarken, gerçekler acı verir işte o anda ya yalan söylersiniz ya da gerçeklerle acı çekersiniz. Günahsızların kavrulduğu, cehennemliklerin gökdelen tepelerindeki evlerinde kurdukları cennetlerde yaşadığı bir dünyadasınızdır artık. Küçükken bunları yok sayarsınız ama bir bakmışsınız ki cennetiniz o insanların yaşadığı yerler oluvermiş. Bu yüzden doğa üzülür halinize, korkar sizden, onu incitmenizden ve kaçıverir.
Tüm bunlara rağmen şu anki hallerinden mutlulardı buluşan mavi gözler, aşk mıydı? Elbette ki değildi Tory'nin içindeki garip durum ama büyük bir hayranlıktı karşısındaki insana karşı. Sarı dalgalı saçları, mavi gözleri, henüz pürüzsüz bembeyaz cildi ile arkasındaki tüm turunculukta, şu anda bulutların arkasına saklanan güneş gibiydi. Işık saçıyordu ve bu ışık Spring'in tam kalbine işliyordu, en karanlık köşelerini bile aydınlatıyordu, derin düşünce okyanuslarının dibini gösteriyordu, o kadar parlaktı ki gözleri kocaman olmuş, mavilikleri siyah gözbebekleri ile kaplanıvermişti. Tabii ki karşıdaki çocuk bunun sebebini fark edemiyecek kadar tecrübesizdi, eğer edebilseydi belki de geleceklerinin birlikte olabileceğine ihtimal verirdi.
Nefesleri dışında hiçbir ses yoktu, kış yüzünden uzaklardaydı tüm kuşlar şimdi ve yuvalarına kaçmış sincapların mırıltıları da duyulamayacak kadar azdı. Karşısındaki çocuğun elini uzatması ve kızın da onu tutuşu, ikisi de tamamen kötü düşüncelerden uzak ve arkadaşçaydı. Yumuşacık eliyle nazikçe kıza destek oluyor ve birlikte yürüyorlardı. Koşmuşlar, eğlenmişlerdi ve bulutların ardındaki güneş yavaşça ışığını azaltıyordu. Belki saat daha erkendi ama sonbaharın esintisi Tory ile uyuşmuyordu. Üşüyordu, eve gidip annesinin yaptığı sıcak çikolatanın yanında bir iki bisküvisini atıştırmak istiyordu.
Birlikte yürüdüler, sessizce ama içten içe bir gülüşle, mutlulukla. Sonunda bacalarından duman tüten kırmızı çatılı, masallardaki evlerine vardılar....
İşte o anda defalarca kez gördüğü rüyadan uyandı Victoria ve defalarca kez gördüğü bu peri masalından uyandığını anlattı. Rüyadan ötürü mutlu ama gerçeğe dönüşmeyeceği şüphesiyle huzursuzdu...