NYC, a city that never sleeps... |
|
| Harika bir gün! | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Jace Drake Duchannes Bronx High III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 25/07/11
| | | | Jace Drake Duchannes Bronx High III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 25/07/11
| Konu: Geri: Harika bir gün! C.tesi Tem. 30, 2011 11:45 pm | |
| Güneşli bir gün ve arkadaşlarla geçirilen harika bir eğlence. Eğlence ardından eve gitmiş sere serpe yatağına uzanmıştı Jace. Gözlerini kapatmış ve dinlediği müziğe kendini kaptırmıştı. Odasına giren annesini fark etmeden yüksek sesle şarkıyı söylüyordu Jace de. Annesinin omuzunu dürtmesiyle kulaklıklarını çıkardı ve annesine gözlerini devirdi.
'' Dolabını yenilemesin Jace ve bu yüzden alışverişe gidiyorsun '' Yalvarırcasına annesinin yüzüne baktı. Sonra derin bir nefes aldı ve:
'' Miranda gitse benim yerime olmaz mı anne? Biliyorsun nefret ederim alışverişten '' dedi ve dolabını açarak kıyafetlerine bakındı. Annesi kızgın bir tavır takınarak kafasını iki yana salladı ve odadan çıktı. Jace, en azından Miranda ile alışverişe gitmiyorum. Yoksa bütün gün mağaza mağaza dolaşırdım diye düşündü.
Üzerine giydiği beyaz gömlek ve kot pantolonunun üstüne siyah bir kravatle kombine etti. Spor ayakkabılarını da giyip dışarıya çıktı. Arkadaşlarıına akşam gelemeyeceğini bildirdi ve şöföre Londra'ya gitmesini söyledi. Zaten çokta uzak sayılmazdı. Yarım saate oradaydı. Tekrar kulaklığını taktı ve penceresini açarak rüzgarı teninde hissetmeye koyuldu.
Londra'ya vardığında yavaşça kapıyı açtı ve gözlüklerini de gözüne takarak yürümeye koyuldu. Kendini müziğin ritmine kaptırmıştı. Gözüne ilişen ilk spor mağazasına girdi. Yavaşça bakındı. Sonrada kendine birkaç parça şort, ayakkabı ve t-shirt aldıktan sonra parasını ödeyip çıktı. Biraz daha ilerledikten sonra başka bir mağzaya girdi ve sevdiği yırtık kotlardan birkaç tane daha aldı. Zaten ne zaman alışverişe çıksa alacakları belliydi. Gömlek,pantolon,kot,kravat vs...
Elleri dolduktan sonra en son parfüm ihtiyacı aklına geldi. Aldığı parfüm ve deodorantlardan sonra yürümeye koyuldu cıvıl cıvıl Londra sokaklarında. Yorulmuştu. Bayanları anlamıyordu. Hem yoruluyorlar hem de alışverişe devam ediyorlardı. Hele birkaç kez kardeşi Miranda'yı topuklu ayakkabılarla görmüştü ve nasıl yürüdüğünü merak ediyordu.
Islık çala çala ve ritim tuta tuta yürüyordu sokakta. Köşeyi döndüğünde birine çarpmıştı ve bayanın elindeki paketler yere düşmüştü. Hızla kulaklıklarını çıkardı. Düşmüş ve dağılmış olan paketleri toplaryarak konuşmaya başladı:
'' Affedersiniz. Sizi fark edemediğim için beni özür dilerim '' dedi ve topladığı paketleri bayana uzattı. Sonra onu baştan aşağıya süzdü ve güzel bir genç kız olduğunu fark etti. Nerdeyse yaşıt gibiydiler. | |
| | | Blessing Ivalyn Bronx High IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 31 Kayıt tarihi : 29/07/11
| Konu: Geri: Harika bir gün! Paz Tem. 31, 2011 11:58 am | |
| Sıcak hava ile birlikte alışveriş yapmak… Girdiği mağazalardan bir türlü çıkamıyordu genç kız. Ne kadar yorulduğunu hissetse de hepsi gözüne olağanüstü güzel geliyordu ve hepsinin de kendisine yakışacağını umuyordu. İlk olarak girdiği mağazadan kendisine, kısa kot şort aldı. Kenarında çeşitli işlemeleri vardı. Onun üzerine de beyaz, belden oturtmalı aynı şekilde kenarlarında işlemeler olan bir gömlek almıştı. Daha sonra yine aynı kısalıkta kot etek aldıktan sonra bunlarının yanında bir kaç aksesuar küpe, bileklik aldıktan sonra bulunduğu mağazadan çıktı. Bir de ayakkabı mağazasına gitmeyi düşünüyordu. Kendisine yeniden topuklu ayakkabı satın almalıydı. Bir süre yürüdükten sonra önüne gelen ayakkabı mağazasına girdikten sonra hemen önündeki kırmızı, siyah şeritleri olan ince topuk bir ayakkabı gözüne ilişmişti. İşte tam da kendi tarzıydı. Topuğu ne fazla uzun ne de fazla kısaydı. Ayakkabının kenarındaki işlemeler de çok hoştu. Ah, bu gün gerçekten işlemelere takmıştı genç kız. Ayağına uygun olanı aldıktan sonra mağazadan gülümseyerek çıktı. Kendisine böyle güzel şeyler alınca gerçekten hoşuna gidiyordu genç kızın. Artık gitmesi gerektiğini düşünüyordu. Ellerindeki çantalara baktı. Sabahtan beri gezmesine rağmen sadece dört poşeti vardı. Bugün fazla şeyler beğendiği söylenemezdi genç kızın. Ama yine de kendi tarzı şeyler almıştı.
Dışarıya çıktığında gözlüklerini gözüne taktı ve mağazadan ayrılmaya başladı. Bacaklarının yorulduğunu hissedebiliyordu. Sıcaktan terlemişti de. Beyaz tişörtü bedenine yapışmıştı ve altındaki kısa kot şortta bacağına yapışmıştı. Terden nefret ediyordu. Londra sokaklarında etrafına bakınarak yürürken aniden telefonunun çaldığını işitti. Kimdi şimdi bu arayan? Yürümeye devam ederek çantasını karıştırıyor, hala telefon çalıyordu. Bu çantada da gerçekten hiçbir şey bulunmuyordu. Tam sokağı döndü ve kendisini istemsizce geriye attı. Elindeki poşetlerde yere saçılmıştı. Telefonda susmuştu zaten. '' Hey neler oluyor? '' diye bağırırken kendisine kimin çarptığını merak ederek etrafına bakınıyordu. Aslında kendisinde de suç vardı. Önüne bakmadan yürüyordu. Çalan telefon sinirlerini bozmuştu. Yere saçılan poşetlerini toplamaya çalışıyordu. Karşıdaki kişi özür dilerken ona poşetleri toplamasında yardımcı oluyordu. Poşetleri eline aldıktan sonra aniden kendisine çarpan kişiye bağıracaktı ki duraksadı. Göz göze gelmelerinin verdiği elektrikle bir şey diyemedi. Tüm söyleyeceklerini yuttu ve kısa bir bakışmanın ardından genç kız kendisine geldikten sonra yaptığının ne kadar saçma olduğunu düşündü. Az önce genç adam kendisine çarpmıştı ve bu çok terbiyesizce olduğu için bir de ondan hoşlanmış mıydı? Bu gerçekten inanılmazdı. Ama yine de ona kızmak aklının ucundan geçmiyordu. Kendisinde birden özür dileme gereği duydu ve üzerini başını düzelterek konuşmaya başladı. Sesini fazlasıyla yumuşak tutmaya çalışarak '' Şey, asıl ben özür dilerim önüne bakmıyordum ve size çarptım üzgünüm. Bir şeyiniz yok ya? '' dedikten sonra onu inceliyordu. Uzun boylu ve kahverengi saçları aynı zamanda kahverengi gözleri vardı. Gerçekten çok yakışıklıydı.
| |
| | | Jace Drake Duchannes Bronx High III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 25/07/11
| Konu: Geri: Harika bir gün! Paz Tem. 31, 2011 12:19 pm | |
| Güzel kızın sinirlendiğini hissedebiliyordu Jace. Aslında kabahat ondaydı. Sokakta etrafına bakındarak geziyor ayrıca da müziğin ritmine dalmıştı. Gözlüğünü kahverengi saçlarının arasına yerşeltirirken gülümsüyordu karşısındaki güzele. Gerçektende bu çarpışma tesadüf mü? diye düşündü Jace ve gülümsedi. Birşeyler demek için sesini temizlemişti ama genç kız Jace'den önce davranmıştı.
'' Şey, asıl ben özür dilerim önüne bakmıyordum ve size çarptım üzgünüm. Bir şeyiniz yok ya? '' Bu sözleri üzerine gülümsedi. Hatta kahkahalar atacaktı ama sadece küçük bir tebessümle yetindi. Hatta şu an yaşama istediğinin daha çok arttığını hissetti. '' Ben iyiyim teşekkürler. Siz iyi misiniz? '' dedi gülümseyerek. Sonra da onu baştan aşağıya süzerek iyi olduğunu kendisi görmek istedi. İyi gibi görünüyordu.
Kalbinin hızlı attığını ve heycanlandığını hissediyordu. Ne yani şimdi de çarptığı bir kızdan hoşlanmaya mı başlamıştı? Aslında olabilirdi. Hatta kendisine tanıdık gelmişti bu sima. Sonra nazikçe elini ona uzattı ve kendini tanıttı güzel bayana. '' Ben Jace. Tekrar özürlerimi dile getiriyorum ve isterseniz bir cafe de size kendimi affettirebilirim '' dedi ve gülümsedi. Çok mu kabacaydı? İlk defa bu kadar kendini sorguladığını hissetti. Aslında ne söylediğini pek takmayan biriydi ama şu anda bunu yapamıyordu. Bütün paketleri tek elinde birleştirdi ve davet edercesine elini uzattı. Sonra içinden kabul etmesi için dua etti. Sanki uzun zamandır aradığı kişiyi bulmuş gibiydi. Cidden öyle miydi?
Bu akşamki parti geldi aklına birden Jace'in. Partiye gitmeyecekti ama belki onu davet ederse kaynaşa bilirlerdi. İmkansız mıydı acaba? Davet etse çok mu kötü bir kişiliğe sahip olduğunu gösterirdi ona? Bu düşüncelere ile cevabını beklemeye koyuldu genç kızın. | |
| | | Blessing Ivalyn Bronx High IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 31 Kayıt tarihi : 29/07/11
| Konu: Geri: Harika bir gün! Paz Tem. 31, 2011 5:38 pm | |
| Ona hayran hayran bakmaktan kendisini alamıyordu. Neler oluyordu böyle? Bu hisleri? Nedense aklındaki tüm duygular uçup gitmişti. Az önce ona kızacaktı, ama şimdi hiçbir şey yapmak aklının ucundan bile geçmiyordu. Acaba ondan hoşlanmış mıydı? Yok canım, bu kadar kolay olamaz değil mi? Tamam çocuk çok yakışıklı, hem de çok fazla yakışıklı olabilir ama bu kadar kolay olamazdı öyle değil mi? Düşüncelerinden sıyrılmasına o neden olmuştu. Karşısındaki kişinin iyi olmasına sevinmişti genç kız. Ona dikkatli bakmamaya çalışarak gözlerinin içine baktı. Gülümsemesi o kadar tatlıydı ki. İnsanın o gülerken gözlerinin içinde kaybolası geliyor diye düşünürken tekrardan kendine geldi ve gülümseyerek hiçbir şey olmamış gibi '' Teşekkür ederim bende çok iyiyim. '' diyerek ona bakmayı sürdürdü. Kısa süre sonra gözlerini ondan kaçırdı. Kalbi deli gibi çarpıyor, mümkün olsa göğsünün içinden fırlayıp sokağın ortasına düşecekti. Avuçlarının terlediğini ve ellerinin de zangır zangır titrediğini hissedebiliyordu. Neydi bu heyecan böyle? Bir an önce kendini toplamalıydı. Küçük bir çocuktan farkı yoktu. Elleri titriyor, kalbi deli gibi çarpıyor ve midesinin bulandığını hissedebiliyordu. Ve çocuk konuştukça genç kız iyice kendinden geçiyor gibi oluyordu. Böyle davranması normal miydi? Kesinlikle hayır! Bu davranışlar aşkın belirtileriydi ve bundan hiç hoşlanmamıştı Blessing. Aşk ona göre bir şey değildi. Erkekler her zaman acı verirdi. Bu zamana kadar hep bu psikolojiye göre davrandı. Şimdi ise çarptığı adama karşı bir şeyler mi hissediyordu?
‘’ Bende Blessing, memnun oldum. ‘’ Genç adamın elini nazikçe sıkıyordu. Elleri gerçekten sıcak ve terliydi. Aynı durum genç kız içinde geçerliydi. Avucunun içindeki terden çocuğun rahatsız olmamış olmasını umuyordu. Ona değdiği an da yaşadığı elektriklenme paha biçilemezdi. Elini hiç çekmemek öylece orada kalmak istiyordu. Hey, neler yapıyorum ben! Silkinerek elini çocuğun elinden çekti ve teklifini düşünmeye başladı. Bir kafe de oturup dinlenme ha? Aslında bu bazı şeylerin başlangıcı olabilirdi. Hem genç kız da yorulmuştu, biraz dinlense fena olmazdı doğrusu. Bu düşünce aklına yatmıştı. Hem karşısındaki çocuk da kendisine biraz tanıdık geliyordu. Nerede karşılaştıkları hakkında hiçbir fikri yoktu. Önemli de değildi zaten. Bir süre bekledikten sonra tanışmak için iyi bir fırsat olabileceğini düşünerek kendisini topladı ve söze koyuldu. ‘’ Ihmm, neden olmasın. Bildiğin bir mekân var mı? ‘’ | |
| | | Jace Drake Duchannes Bronx High III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 25/07/11
| Konu: Geri: Harika bir gün! Paz Tem. 31, 2011 11:43 pm | |
| ‘’ Bende Blessing, memnun oldum. ‘’ dedi tokalaştılar. Narin ellerini tutmak daha da heyecan yaptırmıştı Jace’e. Sanki bir uçurumun kenarındaymış ve oradaki rüzgarı teninde hissettirdiği mutluluk vardı. Aynı zamanda endişeliydi de. Nedenini bilmese de endişeliydi. Endişelerini bir kenara bırakarak “Ben de memnun oldum Blessing”
Gözlerinin içine baktı Jace. Gözleri o kadar güzel ve anlamlı bakıyordu. Gözlerinde kaybola bilirdi. Yutkundu yavaşça. Zihninde oluşan onunla hayallere kendini kaptırmamak için kendini frenledi. Elleriyle saçlarını karıştırdıktan sonra Blessing!in sesiyle irkildi. ‘’ Ihmm, neden olmasın. Bildiğin bir mekân var mı? ‘’ Küçük bir kahkaha attı. Londra’da her yeri bilirdi. Bilmediği yer , gezmediği yer yoktu. Hele okul olmadığı zamanlar gezmek ve eğlenmekten başka yaptığı iş yoktu. “ Elbette. Gidelim o zaman” dedi heyecanlı ve hınzır çocuk ifadesi takınarak.
Yavaşça yürümeye başladı Jace. Sonrada Blessing’e baktı göz ucuyla. Gidecekleri kafe sadece bir iki sokak uzaklıktaydı. Yavaş yavaş vitrinlere baka baka gittiler. “ Alışverişi seviyorsun,ha? ” dedi onu elindekileri göstererek ve gülümsedi. Biraz daha yürüdükten sonra kafeye varmışlardı. Kafenin önünde durdu ve reverans yaptı kısaca ve “ Cafe Quello’ya hoş geldiniz prenses ” dedi ve gülümseyerek yüzüne baktı.
Kafenin bahçesi çiçeklerle güzelleştirilmişti. İçerisiyse loş ve daha çok yaşlıların bulunmak isteyeceği türdendi. Yuvarlak masalara beyaz örtüyle kombine etmiş ve yanında koyduğu renkli sandalyeler ile de hareket katmıştı kafeye. Dışarıdaki masalardan birine oturdu Jace ve Blessing. Önlerine gelen menüye göz attı Jace. Buraya küçüklüğünden beri gelirdi. Ne zaman canı bir şeyler çekse gelir burada yerdi. Garson geldikten sonra “ Bir kola , kurabiye ve çikolatalı pasta.” söyledi. Sonra diğer tarafta oturan Blessing’e baktı. " İştahlı biriyimdir " dedi ve gülümsedi. | |
| | | | Harika bir gün! | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|