NYC MYSTERY
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


NYC, a city that never sleeps...
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Yeni kız.

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Aurelia R. Creté
Bronx High IV. Sınıf
Bronx High IV. Sınıf
Aurelia R. Creté


Mesaj Sayısı : 118
Kayıt tarihi : 21/07/11
Nerden : I'm a English girl in NY
Lakap : Elia

Yeni kız.  Empty
MesajKonu: Yeni kız.    Yeni kız.  Icon_minitimePtsi Tem. 25, 2011 9:45 pm

Yeni kız.  191xYeni kız.  199xYeni kız.  201

Aurelia & Lynna & Arianna

Zaman : Öğleden sonra, 13.00
Yer : Simon Hall- Newport Center

-

Ah New Yorklu gençler ! Burada yaşadıklarından utanmalılardı. Hiçbirinin giyim zevki yoktu. Basit tasarımcıların kıyafetleriyle sokağa çıkıyorlardı. Kendilerini rezil ediyorlardı. Aurelia'nın önünden - daha doğrusu taksinin önünden - bir zevksiz kız daha geçti. Sol omzundan başlayan dantel işmeleli, uçuk pembe elbisesi içinde felaket gözüküyordu. Bir an kızı durdurup, ona modanın ne olduğunu sormak istedi, Aurelia. Fakat değerli zamanını bunlarla harcayamazdı. Bu şehirde iyi giyimli kişilerin az olduğunun da bilincindeydi zaten. Aurelia da bunlardan biriydi. Bugün de; üstüne tam oturan, siyah, straplez mini bir elbise giymişti. Kıyafeti annesinin en yakın arkadaşı olan; Kate'in , New York'un en iyi tasarımcılarından biri , tasarladığı bir elbiseyi giyiyordu. Bu elbise, Aurelia'nın bile fark edemediği vücut hatlarını öne çıkarmıştı. Oldukça çekici görünüyordu. Onun dışında; beline kadar inen, sarı, ipeğimsi, dalgalı saçlarını, kendi haline bırakmıştı. Hafif bir makyaj yapmıştı. Gözüne eye-liner çekip, kirpiklerini rimelle belirginleştirmişti. Toz pembesi tonlarında bir dudak parlatıcı sürmüştü ve oldukça şık görünüyordu. Ne rüküş, ne doğal. İkisinin arası. Chanel marka çantası ve topuklularıyla birlikte taksinin Simon-Hall Newport Center'a gelmesini bekliyordu. O sırada da bir eleştirmen gibi , içinden dışardakilerin moda zevkini yorumluyordu. Hiçbir zaman giyinmeyi öğrenemeyeceklerdi. Kısa fakat Aurelia'ya çok uzun gelen bir süre içinde alışveriş merkezine ulaştı. Belki alışveriş, onun moralini az da olsa düzeltebilirdi. Taksiden indiğinde üstündekileri kirletmemeye özen gösterdi. Bu muhteşem kıyafeti bir anda mahvedemezdi. Üstelik buna 10.000 dolar harcamıştı. Tam Blackberry'si ile Anna'ya mesaj atacakken; onu, kapının önünde beklerken gördü. Yavaş adımlarla ona yürüyüp, sarıldı. Anna da ona karşılık verdi. Sonra hayran ifadelerle Aurelia'yı süzdü. Bakışlarıyla bile ne demek istediğini anlatabiliyordu bu kız. Aurelia dışında, şehirde giyinmesini bilen nadir kızlardan biriydi, Anna. Bugün de üstüne tam oturan, bordo bir elbise giymişti. Saçlarını da hafifçe maşalamış ve kahve tonlarında bir makyaj yapmıştı. Oldukça iyi gözüküyordu. Zaten güzel bir kızdı, Anna. Moda zevki de vardı. Aurelia ile arkadaş olabilmek için gereken başlıca özelliklerdendi, bunlar. Aurelia, Anna'yı süzdükten sonra : "Eee, Chanel'den başlıyoruz, o zaman ? " dedi. Anna cevap vermedi. Onun yerine Blackberry'sini çıkartıp bir şeyler yazdı. Bir süre sonra Aurelia'nın telefonuna mesaj geldi. Gelen mesaj Anna'dandı. Şöyle yazıyordu : ' Neden olmasın ? ' Alem kızdı Anna. Bugün onu güldürmeyi başarabilmişti, işte. Arkadaşlarıyla bu yüzden buluşmayı seviyordu, Aurelia. Alışveriş merkezine girdiklerinde her zamanki monoton hava vardı. Yine New Yorklu gençler, bir oraya bir buraya koşturuyordu. Bazı üniversiteli gençler, içerdeki kafelerde oturmuş sohbet ediyordu. Aralarında yakışıklılar da yok değildi hani. Chanel ilk kattaydı. Gözde bir mağaza olmasından kaynaklanıyordu, Aurelia'ya göre. Anna ile mağzaya girdikleri an, bir görevli hemen gelip : "Hoşgeldiniz, nasıl yardımcı olabilirim Aurelia ve Anna ? " dedi. Bu kızı tanıyordu. Nasıl olsa hep Chanel'den alışveriş yapıyordu. Tam ağzını açacakken, Anna'nın hayran hayran çantaların bulunduğu kısma baktığını fark etti. " Siz arkadaşımla ilgilenin. Ben ayakkabılara bakacağım." Aurelia, bunu söyledikten sonra ayakkabı bölümüne gitti ve seçtiği ayakkabıların hepsini denemeye başladı. Gri, yaklaşık 13 cm, parlak bir topukludan sonra denemeyi bıraktı. Beğendiği bir şey olmamıştı. Demek ki yeni sezon daha gelmemişti. O sırada, kendisi gibi ayakkabı bakan bir kız fark etti. Fiziği oldukça güzeldi, kahverengi tonlarındaki saçları omzundan sarkıyordu ve oldukça bakımlıydı. Gayet iyi giyimliydi. Ayrıca çantasının Chanel marka olduğunu da fark etti, Aurelia. Artık böylelerini bulmak zordu. Fakat kız New York'ta yaşamışa benzemiyordu. Her şeye yabancıydı sanki. Elinde Starbucks'dan aldığı kahve vardı. Fakat bunlar önemsizdi. Kız da umrunda değildi. Muhtemelen yabancı turist gibi, bir şeydi işte. Anna'yı kontrol etmek için arkasına baktı. Sanki hayalindeki çantayı bulmuş gibi, gülerek yanına geliyordu Aurelia'nın. " Çok iyi seçim, An..." devamını getiremedi. Üstünde sıcak, sıvı bir şey hissetti ve çığlık attı. Hemen üstüne baktı. O salak kafalı, yabancı kızın kahvesi üstüne dökülmüştü. O muhteşem tasarımlı elbise gitmişti. Hemen konuşmaya başladı :" Ne halt ettiğini sanıyorsun sen ! Elbisemi kullanılmaz hale mi getirmek ? Buna kaç para harcadım haberin var mı ? Bunu sırf senin gibi bir gerizekağlı kirletmesin diye kaç saat uğraştım ! Seni salak kız ! " diye bağırdı ve üstündeki kahveyi temizlemeye çalıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arianna Bennet
Bronx High IV. Sınıf
Bronx High IV. Sınıf
Arianna Bennet


Mesaj Sayısı : 31
Kayıt tarihi : 24/07/11
Yaş : 29
Nerden : Italy, NY
Lakap : Anna

Yeni kız.  Empty
MesajKonu: Geri: Yeni kız.    Yeni kız.  Icon_minitimePtsi Tem. 25, 2011 10:28 pm

    Anna, New York'a bayılıyordu. Kalite kokan şehir, kendisini iyi hissetmesine neden oluyordu. Keşke şehir kadar insanlarda kaliteli olabilseydiler. Koca şehirde sadece bir kaç kişinin moda anlayışı olması gerçekten kötüydü. Anna, bunları düşünürken yanından geçen parlak turuncu bir eşofman takımı giymiş kıza tiksintiyle baktı. "Biri moda polisini çağırsın," diye fısıldadı. Gözlerini devirdi ve Aurelia'yı beklemeye devam etti. Bugün alışveriş yapmak için sözleşmişlerdi ve bu harika olacaktı. Okul açılmadan güzel bir şeyler almalıydı. İtibarına leke getirecek bir şeyler giyerse intihar etmek zorunda kalırdı. Neyse ki böyle bir şey başına asla gelmeyecekti.

    Louis Vuitton marka, bordo elbisesinin içinde kendini oldukça güzel hissediyordu. Hissetmesine gerek bile yoktu, zaten öyleydi. Bütün gözlerin onun üzerinde olduğunu biliyordu. NY'ın tanınmış kişilerinden olmak böyle bir şeydi ve bu Anna'nın çok hoşuna gidiyordu. Ona imrenen, onu kıskanan ve onu arzulayan bakışlar görmeye alışmıştı. Zengin, güzel ve tanınmışsanız bunlar olağan şeylerdi. Prada'dan aldığı topuklu ayakkabılarını yere vurup dururken bir yandan da telefonundan saate bakıyordu. Kendisi mi erken gelmişti, yoksa Aurelia mı geç kalmıştı? Neyse ki bu duruma fazla kafa yormasına gerek kalmadan Aurelia önünde durdan taksiden indi. Ona doğru gelip sarıldı ve Anna'da aynı şekilde karşılık verdi. Geri çekildiğinde Elia'yı söyle bir süzdü. Siyah elbisesinin içerisinde her zaman ki gibi harika görünüyordu. Onlar olmasa bu şehrin hali ne olurdu?

    "Eee, Chanel'den başlıyoruz, o zaman?" Anna, cevap vermek yerine telefonunu çıkartıp Elia'ya mesaj attı. Neden böyle bir şey yaptığı hakkında bir fikri yoktu; ama içinden gelmişti ve biraz gülmek iyiydi. İçeriye girdiler ve Chanel'la doğru yol aldılar. Etrafta gülüşen ve sohbet eden insanlar vardı. Anna'nın gözüne bir kaç yakışıklı takıldı; ama pek umursamadı. Onlar kolay lokmaydı ve Anna şu an havasında değildi. Belki başka bir zaman? Chanel'a girdiklerinde bir görevli onları karşıladı; fakat Anna'nın gözleri çantalardan başka bir şey görmüyordu. Hemen oraya doğru yöneldi. Arkasından Elia'nın görevliye "Siz arkadaşımla ilgilenin. Ben ayakkabılara bakacağım," diyen sesini duydu. Anna, çantalara bakarken görevli de bir köpek yavrusu gibi peşinde dolaşıyordu. Görevini yapıyor olabilirdi; ama Anna'nın sinirini bozuyordu.

    Ona küçümseyen bir bakış atınca görevli bir adım geri çekildi. Bakışlarını görevliden çevirip Aurelia'ya dikti. Arkadaşı ayakkabı deniyordu; ama anlaşılan istediğini elde edememişti. Anna, beğendiği çantayı eline alıp ona doğru yürüdü ve fikrini söylemesini bekledi."Çok iyi seçim, An..." Cümlesinin devamını getiremedi. Çünkü; o sırada ayakkabılara bakan başka bir kız kahvesini üzerine dökmekle meşguldü. Anna'nın ağzı bir karış açık kaldı. Bu kız ne yaptığını sanıyordu böyle? Sakar şey! Aurelia'dan beklediği öfke patlaması çok gecikmeden kendini gösterdi. "Ne halt ettiğini sanıyorsun sen ! Elbisemi kullanılmaz hale mi getirmek ? Buna kaç para harcadım haberin var mı ? Bunu sırf senin gibi bir gerizekağlı kirletmesin diye kaç saat uğraştım ! Seni salak kız!" Konuşmasını bitirdikten sonra elbisesindeki kahveyi temizlemeye çalıştı.

    Anna, hızla çantasından bir mendil çıkarıp ona yardım etti. "Tamam, tatlım. Sakin ol. Kuru temizlemeye yollarız," dedi Anna ve ardından küçümseyici ve öfke dolu bakışlarını diğer kıza çevirdi. "Sen! Canına mı susadın? Yoksa sefil hayatından kurtulma girişimlerinde mi bulunuyorsun? Konuş!" Anna, belki de fazla tepki gösterdiğini düşünüyordu; ama en yakın arkadaşının üzeri mahvolmuştu. Bu duruma seyirci kalamazdı. Aurelia, çok öfkelenmiş olmalıydı. Aynı şey Anna'nın başına gelse o da öfkelenirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lynna Schroeder
Bronx High IV. Sınıf
Bronx High IV. Sınıf
Lynna Schroeder


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 21/07/11
Nerden : deutschland

Yeni kız.  Empty
MesajKonu: Geri: Yeni kız.    Yeni kız.  Icon_minitimePtsi Tem. 25, 2011 11:30 pm

    New York'ta geçen sıkıcı bir diğer sabaha uyanmıştı genç kız. Şu ana kadar yaşadığı sabahlardan tek farkı, gözlerini açtığı şehirin çok daha güzel ve canlı olmasıydı. Burada hayat hiç bitmezdi. Saat kaç olursa olsun, insanlar sokaktalardı. Lynna, buna alışma umuduyla açmıştı gözlerini. Her şeyin farklı olacağını düşünerek. Ailesinden kaçıp, uzaklara yerleşme fikri ona hep mantıklı gelmişti. Ama yalnızlığı düşünmemişti hiç. Koca şehirde, bir arkadaşı bile olmaz mıydı? Bu soruyu her gün kendine soruyor dahi olsa da, cevabını bildiği açıkça ortadaydı. Her zaman yaptığı şeylerin dışına çıkmaya, şu an başlıyordu. Dolabındaki günlük kıyafetlerini atıp, en çok bu şehre uyan kıyafeti seçip daha fazlalarını almak için gitmeliydi. Yalnız da olsa, dışarı çıkıp dağıtmalıydı kafasını. Şehrin sıcak havası sürekli terletiyordu onu, duşa girip güne daha zinde bir biçimde başlamak istedi. Kaldığı iki odalı küçük dairede, henüz fazla eşya olmadığından, yiyecek bir şeyleri de yoktu. Alış veriş merkezine gidip, ilk önce bir şeyler yiyebilirdi.

    Evden çıktığı hali, yine görmeye alışık olmadığı bir Lynna'ydı. Ama yeni Lynna eskisine göre daha güzeldi. Çok sevdiği küçük kırmızı Porsche'sine atlayıp alış veriş merkezinin yolunu tuttu. Yol kısa değildi, ama hiç bir zaman araba kullanmaktan sıkılmazdı Lynna. Sesini sonuna kadar açtığı şarkı kendisini mutlu hissetmesini sağlıyordu; Keith Urban - Kiss a girl. Görmeye alışık olmadığı insan tipleri, çevre evini özlemesine neden olmuyordu nedense. Sanki yıllardır buradaymış gibi hissediyordu. Merkeze girdiğinde ilk uğradığı yer Starbucks olmuştu şüphesiz. Her zaman ki gibi şekersiz ve sütlü Latte'sini alıp yeni bir şeyler denemek üzere, belki daha önce çok fazla uğramadığı bir mağazaya uğramıştı. Chanel... Hep buradan büyük harflerle bahsederlerdi. Ama onun için pek güzel bir mağaza gibi gelmemişti. Şu ana dek.

    İçeride olan tüm genç kızlar gibi her şeyi deli gibi deniyor, ve denerken eğleniyordu. Belki de olması gereken buydu. Bulunması gereken yer burasıydı. Mağazayı dikkatle incelerken, fark etmediği bir anda, fark etmediği bir insana çarpmıştı. Elinde bulunan Latte'nin kızın üzerine dökülmesi de cabasıydı. Kızın üzerine dökülen şeye dikkat ediyor olacak ki, Lynna kızın ve arkadaşlarının söyledikleri şeyi duyamamıştı. Ağzından tek çıkan şey; "Çok özür dilerim, gerçekten."idi. Kırık, İngilizcesiyle. "Ne halt ettiğini sanıyorsun sen ! Elbisemi kullanılmaz hale mi getirmek ? Buna kaç para harcadım haberin var mı ? Bunu sırf senin gibi bir gerizekağlı kirletmesin diye kaç saat uğraştım ! Seni salak kız!" Tüm gece düşlediği mükemmel gün, karşısında duran geri zekalı kızla lekelenmişti. Üstelik arkadaşının da ondan yana kalır bir hali yoktu. "Sen! Canına mı susadın? Yoksa sefil hayatından kurtulma girişimlerinde mi bulunuyorsun? Konuş!" Ama Lynna olaya onlardan farklı bir gözle bakıyordu, alt tarafı bir hataydı. Fark edilmeden yapılan bir şeydi. Kızların küçücük bir kahve lekesine bu kadar karşı çıkması genç kızı sinirlendirmişti. "Peki o zaman, özürümü geri alıyorum. Bence çok da yakıştı. En azından o lanet suratından daha dikkat çekici bir yerin oldu. Senin yararına bu bence. Sevinmelisin." Kızdan gelen sinir kıvılcımlarını Lynna, çok kolay sezebiliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nycmystery-rpg.yetkin-forum.com
 
Yeni kız.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
NYC MYSTERY :: New York City :: Ellis Adası :: Simon Hall-Newport Center-
Buraya geçin: