NYC MYSTERY
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


NYC, a city that never sleeps...
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Yardımına ihtiyacım var!

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Joyce Payne
Nobel Ödüllü Yazar
Nobel Ödüllü Yazar
Joyce Payne


Mesaj Sayısı : 48
Kayıt tarihi : 24/07/11
Nerden : 18.yy

Yardımına ihtiyacım var! Empty
MesajKonu: Yardımına ihtiyacım var!   Yardımına ihtiyacım var! Icon_minitimePtsi Tem. 25, 2011 7:00 pm

Yardımına ihtiyacım var! Erin_heatherton49 Yardımına ihtiyacım var! Hollowart_fg064

Joyce & Jeanne

Öğleden sonra 16:00 suları
Joyce'un Frida ile hacklenen internet sitesi vesilesiyle tanışması
Ayrıca kötülerin cezasız kalmadığı bir rp

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Joyce sıcaktan bayılmanın eşiğinde eve kendini zor attı. Markete soğuk bir şeyler almak için çıkmış, öğlen sıcağından nasibini almış, eve döndüğünde bir havuza balıklama atlamış kadar ıslanmıştı. Son günlerde havaların nasıl bu kadar ısındığı ve insanı hayattan soğutacak raddeye geldiği tartışmaya açık bir konuydu. Söylenerek üzerine kuru bir şeyler giydi, kendine buzlu bir kahve hazırladıktan sonra klimasını kumandasından kutuplar kadar soğuk bir dereceye ayarladı, internetinin başına geçti. İnternet tarayıcısını açtığında karşısına normalde gelmesi gereken, son kitabı Kayınbabamın Bavulu'nun resmi internet sitesi yerine "Bu sayfa Nryx tarafından hacklenmiştir." yazısı geldi. Kayınbabamın Bavulu üçüncü ve Nobel Ödülü'nü aldığı son çıkan romanıydı ayrıca getirdiği başarıdan da oldukça memnundu. Dünya dillerine çevrilmesi, imza günlerinde oluşan kuyruklar, aldığı tebrik mektupları başka bir isteğe yer dahi bırakmıyordu. Her şey bu kadar güzel giderken internet sitesine yapılan bu saldırı moralini bozdu, yüzünün düşmesine neden oldu. Klimasını dahi sıcaktan yumurta olmak ihtimaline rağmen sinirle kapattı. Bir süre bunun neden yapıldığını düşünmekten, şimdi neler yapacağı aklına bile gelmemişti. Beyaz ekranın üzerine siyah harflerle yazılan o uğursuz kelimelere uzun süre donuk gözlerle baktı. Nryx hakkında bildiği tek şey güçlü bir hacker grubu olduklarıydı. Peki ama neden böyle bir şey yapma gereksinimi duymuşlardı? Neden Joyce! Önce aklına yasal yollardan işlem başlatmak geldi; oysa bunu nasıl yapacağını bile bilmiyordu. Küçüklüğünden beri annesi teknolojiden bu kadar bihaber olmaması gerektiğini hep söylemişti zaten... Evinde bir ileri bir geri yürürken gözüne dün kendisinde kalan arkadaşının unuttuğu sigara paketi ilişti. Beceriksizce paketten bir sigara aldı, yaktı. Normalde sigara içmemesine rağmen aşina olduğu bir durumdu geniz yakan boğuk duman. Sigarası bittiğinde aklı başına yavaş yavaş gelmeye başlamış, ilk şoku atlatmıştı. Sanal alem konusunda oldukça bilgili olan bir arkadaşını aradı, olanları titrek bir sesle aktardı. Onun kendisine yardım edebileceğini biliyordu. Tabi ki herkes bu kadar cahil değildi internet konusunda. Uzun yıllar web tasarımı işiyle uğraşan Patrick öncelikle Joy'a sakin olmasını söyleyerek bir numara verdi ve aramasını söyledi. Bu telefon numarası ülkenin en saygıdeğer hackerlarından birine aitti. Çivi çiviyi söker hesabı, bir hackerla olan sorununu başka bir hackerla halletmesi gerekiyordu. Söyleneni hemen yerine getiren Joyce telefon açıldığında karşısındakinin konuşmasına dahi fırsat bırakmadan sözü ele aldı. "Merhaba. Benim size çok ihtiyacım var." Ağlamaklı olan sesini sigaranın iğrenç dumanıyla bastırıyordu. O internet sitesi onun için çok özel, gizli bir mabet gibiydi. Geri almalıydı.. Ne pahasına olursa olsun. Kararlı bir şekilde karşıdaki yabancıdan cevap bekledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeanne Boucher
Hacker
Hacker
Jeanne Boucher


Mesaj Sayısı : 104
Kayıt tarihi : 22/07/11
Nerden : France

Yardımına ihtiyacım var! Empty
MesajKonu: Geri: Yardımına ihtiyacım var!   Yardımına ihtiyacım var! Icon_minitimePtsi Tem. 25, 2011 8:54 pm

Güneş ışıklarının odasına girmesiyle gözlerini açmıştı o sabah. Burnuna yanık kokusu geliyordu ve bu kesinlikle midesini kaldırıyordu. Çok becerikli olan komşularının yine başına ne iş açtığını merak ederek yatağından doğruldu. Pembe göz bandı gözlerinden sıyrılıp gayet mantıksız bir şekilde saçlarına dolanmıştı. Göz bandını çekip çıkardıktan sonra sendeleyerek cama doğru gitti ve vücudundaki son güç kırıntısını da camı açmak için kullandı. Yaşamak için en sakin yeri seçmişti. New York şehir yaşamından uzak, sessiz sakin bir banliyöde iki katlı müstakil bir evi vardı. Kafasını dışarıya doğru uzattığında seksen yaşındaki –yaşını hiç göstermiyordu Jeanne’den bile canlıydı- komşusu olan Bayan McAndrews’ı gördü. Kadın çimlerin üzerindeki bir şeye vuruyordu ve simsiyah bulutlar çıkıyordu. O yanan şeyin ne olduğunu düşünmek bile istemiyordu. Tekrar içeriye girdi ve laptopının kapağını kaldırdı. Bilgisayar kendisine gelirken mutafa doğru gitti ve kendisine bir bardak kola koydu. Birçok “New Yorker”ın aksine o sabahları kahve içmez, kola içerdi. O içeceğe tapıyordu adeta. Evindeki bir buzluğun tamamı kola şişeleriyle doluydu. Kola kapağı açılırken içindeki asidin çıkardığı o muhteşem iç gıdıklayan ses ise duyduğu en melodik şeydi. Kolası elinde sabahlığını yere sürüye sürüye yatak odasına geçti ve laptop’ın başına kuruldu. Ekranın kenarında yanıp sönen ışığa bakılırsa bir sürü tweet vardı kontrol etmesi gereken. Şimdilik onlar yokmuş gibi davrandı ve en sevdiği müziği açıp bir süre kendisine gelmek için yatağa uzandı. Tavana bakarak hayal kurma ritüeli artık alışkanlık haline gelmişti. Ailesinin yanından ayrıldığından beri berbat bir hayatı vardı. Hiç evden çıkmıyordu. Çıktığında o kadar bunalıyordu ki bayılacak gibi oluyordu. Markete bile zar zor gidiyordu. Her şeyi internetten halletmeye çalışıyordu. Tüm bunları düşünürken telefonunun çalmasıyla irkildi. Arayan eski dostu, Joyjoy’du. Kızın aradığına o kadar sevindi ki, hemen açtı. "Merhaba. Benim size çok ihtiyacım var." Joyce’un bu şekilde konuşmasına anlam veremiyordu. Sanki Jeanne bir yabancıydı onun için. Biraz düşündükten sonra kızın başının belada olduğunu anladı. Zira sesi o kadar aıklıydı ki, hemen oracıkta ağlayabilirdi. Ses tonunu mümkün olduğunca düzgün tutmaya çalışarak “Joyjoy, noldu? Ters giden bir şey mi var?” diye sordu. Arkadaşının başına gelebilecek en ufak şey onu yerle bir edebilirdi. Sınırlı sayıda dostu vardı zaten… Laptop’ına uzandı ve aşırı yüksek olan müziğin sesini kısıp arkadaşını dinlemeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sliwer.tumblr.com
Joyce Payne
Nobel Ödüllü Yazar
Nobel Ödüllü Yazar
Joyce Payne


Mesaj Sayısı : 48
Kayıt tarihi : 24/07/11
Nerden : 18.yy

Yardımına ihtiyacım var! Empty
MesajKonu: Geri: Yardımına ihtiyacım var!   Yardımına ihtiyacım var! Icon_minitimePtsi Tem. 25, 2011 9:28 pm

Karşısındaki sesi duyduğunda bir an ne olduğunu anlayamadı. Patrick'in ülkedeki en ünlü hacker diye numarasını verdiği kişi en yakın arkadaşı Jeanne'di. “Joyjoy, noldu? Ters giden bir şey mi var?” Jeanne'in sesini duymak zaten hassas olan bünyesine hiç iyi gelmemişti. Burnunu çekerek konuşmaya çalıştı. "Jeanne? Sen misin? Benimle hemen buluşman lazım. Sana ihtiyacım var." Kısa bir an nerede buluşabileceklerini düşündü. Sakin, rahat bırakılacakları bir yere ihtiyaçları vardı. "Yarım saat sonra Henry'nin Kafesi'nde buluşalım, olur mu? Bilgisayarını da getir." Kadını şevkatli bir ses tonuyla kabul etmesinin ardından en yakın jean ve bluzunu giyerek kendini taksiye attı Joy. Belirledikleri saatte kafenin kapısında durduğunda taksi, koşarak içeri girdi. Sanki hissetmiş gibi doğruca Jeanne'in boynuna sarıldı ve o an kadar özenle tuttuğu gözyaşları arkadaşının tişörtünü ıslatmaya başladı. Jeanne sadece telkin edici sözler söylüyor, neler olduğunu sormuyordu. Joy'un böyle hisli bir arkadaşa sahip olması büyük şans doğrusu. "Kara kutum" dediği Jeanne'le küçüklükten beri her şeylerini paylaşmış, kötü günlerinde birlikte ağlayarak mutluluklarını birlikte kutlamışlardı. Şimdi ise Joy'un ona ihtiyacı olduğu hisseden Jeanne arkadaşının saçlarını okşayarak sakinleşmesini bekliyordu. Nice sonra kendine biraz olsun gelebilen Joyce başını arkadaşının artık sırılsıklam olan omzundan çekti, burnunu bir peçeteye adeta çocukmuş gibi komik bir şekilde sildi. Sesi ağlamaktan kısılmış, gözleri kızarmıştı. "Jeanne neler oldu biliyor musun? Hani geçenlerde bir arkadaşının tasarladığı site vardı ya, Kayınbabamın Bavulu'nun resmi sitesi..." Bir an durup burnunu çekti. O görüntü gözünün önüne geldiğinde aynı şeyleri yine hissediyordu. "Bugün açtığımda siteyi Beyaz bir fonun üzerine kocaman siyah harflerle "Bu sayfa Nryx tarafından hacklenmiştir" yazısıyla karşılaştım. Kim yapar ki bunu zararsız bir kitaba? Jeanne ben şimdi ne yapacağım?" Biraz fazla tepki veriyordu; fakat onun korkusu sitenin hacklenmesi değil, bunu altında yapan sebeplerdi. İnsanların onu sevmemesinden, yaptığı işi beğenmemesinden çok korkuyordu. Elindeki peçeteyle oynayarak Jeanne'in yüzüne baktı. Çok güzeldi. Joy ise kırmızı bir burun ve gözlerle pek de çekici durmuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeanne Boucher
Hacker
Hacker
Jeanne Boucher


Mesaj Sayısı : 104
Kayıt tarihi : 22/07/11
Nerden : France

Yardımına ihtiyacım var! Empty
MesajKonu: Geri: Yardımına ihtiyacım var!   Yardımına ihtiyacım var! Icon_minitimePtsi Tem. 25, 2011 9:52 pm

Joyce’un konuşmasını beklerken saçlarıyla oynamaya başlamıştı. Bu konuşmanın sonunda neler olacağını merak ediyordu… "Jeanne? Sen misin? Benimle hemen buluşman lazım. Sana ihtiyacım var. Yarım saat sonra Henry'nin Kafesi'nde buluşalım, olur mu? Bilgisayarını da getir." Bilgisayar mı? Joyjoy, Jeanne’in bilgisayarlarından –ki Jeanne onlara çocuklarım diordu- nefret ederdi. Bir yerde buluşacakları zaman kesinlikle bilgisayarları, tabletleri, cep bilgisayarlarını bile kabul etmezdi. Bu Jeanne’i hasta etse de karşı çıkmıyordu. En tatlı ses tonuyla kadının isteğini kabul etti ve telefonu yatağın üzerine fırlatıp dolabının başına geçti. Beyaz askılı elbisesi ve kocaman hasır şapkasını kafasına geçirip laptopı çantasına koydu ve yavaş adımlarla evden çıktı. Kapıdan ayağını uzattığı anda sıcak hava yüzüne bir tokat gibi çarptı ve eve geri dönüp Joyce’u arayıp yalan söylemek istedi. Bu istek o kadar güçlüydü ki, yerine çakılmasına sebep olmuştu. Evden çıkıp insanlarla vıcık vıcık ortamlarda bulunma fikri bile midesini kaldırıyordu. Yine de arabasının anahtarlarına sımsıkı sarıldı ve adeta koşarak kendisini arabasının içine attı. Rahat koltuklar tüm vücudunu sarmalamıştı. Laptopı yan koltuğa attı ve arabayı çalıştırdı. Gazı adeta köklemişti ki, çok kısa bir sürede Henry’nin Yerine varmıştı. Arabasını valeye verdi ve cafeye girip oturdu. Joyce her zamanki gibi geç kalmıştı. Laptopını açtı ve sandalyesine yapıştı. Dış dünyayla en azından Joyjoy gelene kadar bağlantısını kesmeye çalışıyordu. Kadın içeriye girdiği anda ayağa fırladı ve ona sımsıkı sarıldı. Bu zamana kadar kendisini sıkan dostu ağlamaya başlamıştı. Neler olduğunu cidden merak ediyordu. Joseph’le falan mı kavga ettiler acaba diye düşünmekten kendisini alamadı. "Jeanne neler oldu biliyor musun? Hani geçenlerde bir arkadaşının tasarladığı site vardı ya, Kayınbabamın Bavulu'nun resmi sitesi..." Joyce bunu söylediği anda Jeanne’in parmakları klavyesine gitti ve hemen siteye girdi. Gördüğü şey olayları anlamasına sebep olmuştu. "Bu sayfa Nryx tarafından hacklenmiştir" yazısıyla karşılaştım. Kim yapar ki bunu zararsız bir kitaba? Jeanne ben şimdi ne yapacağım?" Yavru bir kedi gibi bakan arkadaşına yardım etmek için elinden geleni yapacaktı. Gerekli programları açtı ve bu sırada yanlarına bir garson geldi. “Her zamankinden olsun bana” dedi gülümseyerek. Her zaman aynı yere geldiği için garsonlar artık onu tanıyordu. “Şimdi gelelim sana, hangi gereksiz mahlukat yaptıysa inan bana buna pişman olacaklar Joy.” Daha sonra kelimenin tam anlamıyla bilgisayarına gömüldü. Parmakları klavyenin üzerinde tıpkı bir örümcek gibi ilerliyordu. Her yazdığı kodla yeni bir pencere açılıyordu, ve işin garip yanı siteyi hackleyenler gerçekten çok amatördü. Jeanne kesinlikle daha güvenilir bir şekilde yapardı işini. Bir şeyi yapıyorsa sonuna kadar en mükemmel biçimde hallederdi. “Bu Nyrx denen herifleri hiç duymamıştım. Kimmiş bunlar?! Gerçi onlar beni tanıyorlar bence.” Dedi melodik bir kahkaha eşliğinde. Kafasından binlerce düşünce geçiyordu, biraz olsuna ra vermek iyi gelebilirdi aslında. Garsonun gelmesiyle arayı da vermiş oldu. Büyük boy Frappuccino’dan birkaç yudum aldı ve Joy’a dönerek, “Sence kim yapmış olabilir? İlla ki bir fikrin vardı Joyjoy.” Bu sırada aklında birkaç ihtimal vardı: Joseph'in birkaç aptal kız hayranı yapmış olabilirdi bu beceriksizce işi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sliwer.tumblr.com
Joyce Payne
Nobel Ödüllü Yazar
Nobel Ödüllü Yazar
Joyce Payne


Mesaj Sayısı : 48
Kayıt tarihi : 24/07/11
Nerden : 18.yy

Yardımına ihtiyacım var! Empty
MesajKonu: Geri: Yardımına ihtiyacım var!   Yardımına ihtiyacım var! Icon_minitimePtsi Tem. 25, 2011 10:26 pm

Joyce henüz sözlerini bitirmemişken Jeanne bilgisayarının başında hızlıca bir şeyler yapmaya koyulmuştu bile. Jeanne garsona bir 'her zamankinden' siparişi verirken, Joyce da 'aynısından' istedi. Neyse ki mekan tanıdıktı. Garson yanlarından ayrıldıktan ve tekrar yalnız kaldıktan sonra duyulan tek ses Jeanne'in klavye üzerinede dur durak bilmeden gezinen parmaklarının çıkardığı sesti. Nasıl o kadar hızlı ve profesyonel olabiliyordu Jean, hiçbir fikri yoktu. Joy sadece bir şeyler yazmak ve sosyal medyada vakit öldürmek için kullanırdı bilgisayarını. Ve aramızda kalsın ama, Kayınbabamın Bavulu'nu daktiloda yazmıştı. Bahanesi nostaljiyi sevmek olsa da, teknolojiye ayak uyduramadığını itiraf etmesi gerek. Jeanne'le bu konuda oldukça zıtlardı. Romanlarını daktiloda yazan birine karşılık, bilgisayar koleksiyonu olan ünlü bir hacker... Kulağa biraz garip gelse de, onlara göre olması gereken bu. Birbirlerini tamamlıyorlar, daha ne? “Şimdi gelelim sana, hangi gereksiz mahlukat yaptıysa inan bana buna pişman olacaklar Joy.”Arkadaşına minnetle baktı genç kadın. Ona, ondan başkası yardımcı olamazdı. Yardımcı olsa bile, anlayamazdı o sitenin Joy için ne denli önemli olduğunu. Bilgisayarı ve en iyi olduğu şey olan programlarıyla haşır neşir olan Jeanne'i rahatsız etmeden, sadece izleyerek sessizce oturuyordu Joy. Arada sırada kahvesinden birkaç yudum alıyor, olayın hangi aşamada olduğunu merak ediyor; fakat soru sorarak dikkatini dağıtmak istemiyordu. Jean ise oldukça rahattı. Pek zorlanıyor gibi de görünmüyordu. Her ne yapıyorsa, yaptığı iş onun için facebook'ta zaman geçirmek kadar kolaydı sanki.. “Bu Nyrx denen herifleri hiç duymamıştım. Kimmiş bunlar?! Gerçi onlar beni tanıyorlar bence.” Attığı hoş kahkaha gergin arkadaşını da bir nebze olsun rahatlatmıştı. Ortamdaki kasvetli havanın dağılmasına ve Joy'un gözyaşlarını kesmesine yeterli olmuştu en azından. Jean'le birlikte o da güldü. “Sence kim yapmış olabilir? İlla ki bir fikrin vardı Joyjoy.” Bu soruyla gülüşü dudaklarında dondu. Hiçbir fikri yoktu. Kimsenin eline böyle bir şeyle hiçbir şey geçmezdi. Jeanne'in kuşku dolu yüzüne baktığında, ne düşündüğünü anladı. Oysa Joy böyle bir ihtimalin olmayacağından neredeyse emindi. "Hayır hayır, tahmin ettiklerin olamaz. Joseph'in hayranlarıyla aramı her zaman iyi tutmaya çalıştım ben. Ne geçer ki ellerine siteyi hackleyerek?" Bir an gerçek olabileceği düşüncesiyle kaşları çatıldı. O aptal kızlardan nefret etmesine rağmen bunu başkasına asla belli etmemişti. Böyle bir muameleyi haketmiyordu. Tekrar konuştuğunda sesi sertti. "Her kimlerse, kimlikleri belli olduğunda ömürlerinin sonuna kadar muhattap olacakları son kişi avukatım olacak." Kararlı bir şekilde kahvesini bitirip Jeanne'i biraz daha dikkatle izlemeye koyuldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeanne Boucher
Hacker
Hacker
Jeanne Boucher


Mesaj Sayısı : 104
Kayıt tarihi : 22/07/11
Nerden : France

Yardımına ihtiyacım var! Empty
MesajKonu: Geri: Yardımına ihtiyacım var!   Yardımına ihtiyacım var! Icon_minitimeSalı Tem. 26, 2011 10:33 am

Bilgisayarı ilginç ilginç sesler çıkarıyordu. Geçen gece üstüne kola döküldüğünden olsa gerek… Jeanne güzel sarı saçlarını geriye doğru attı ve son adımı gerçekleştirmek üzere Enter tuşuna bastı. Arkadaşının gözlerindeki inkârı görebiliyordu ama söyleyecek sözü yoktu. Bu işi yapanlar muhtemelen bir grup hayran topluluğuydu. Gerçekten profesyonel birisi olsa Jeanne’in biraz olsun uğraşması gerekirdi. "Hayır hayır, tahmin ettiklerin olamaz. Joseph'in hayranlarıyla aramı her zaman iyi tutmaya çalıştım ben. Ne geçer ki ellerine siteyi hackleyerek?" Jeanne dostunun bu sözlerine gülümsedi. Kendisi de hacker’dı ve evet bunu meslek olarak yapıyordu ama boş yere bir yerleri hacklemezdi. En değerli şeyini –vaktini- boş bir şey için asla harcamazdı. Şu sıralar üzrinde çalıştığı yeni bir site işi vardı ve gecesini gündüzünü ona veriyordu. Neredeyse tüm vaktini yiyordu site. Harvard’dan mezun olan biri için fazla bile boş gezmişti. Harvard Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nü birincilikle bitirdikten sonra Yazılım alanında Master yapmıştı. Tüm bunları bitirmiş olmasına rağmen hala 20’li yaşlarındaydı. Zekası yüzünden okula erken başlamış, birkaç sınıf atlamıştı küçükken… "Her kimlerse, kimlikleri belli olduğunda ömürlerinin sonuna kadar muhattap olacakları son kişi avukatım olacak." Jeanne ekrana gelen sayıları hemen önündeki peçeteye yazdı, Joy’un soru soran gözlerine baktığında ondan cevap beklediğini sezdi. “Ha, şey, bunlar o kişilerin ip adresleri. Yani, bir nevi adresleri diyebiliriz. Şimdi bunları şuraya yazdığımızda…” Açık olan programa rakamları girdiğinde yerleri direk tespit edilmişti. Jeanne gülümsemesine engel olamadı. “Anlaşılan senin şu minik fareler Starbucks’dan halletmiş işlerini… Şimdi önümüzde iki seçenek var Joy. Bir, onların bilgisayarlarını kullanılamaz hale getirebilirim, iki ip adreslerini avukatına verirsin ve adaletin sağlanmasını beklersin…” İlk seçeneği seçmesi için dua etmeye başlamıştı bile. Cafeye gelen insanlar sinirini bozmaya başlamıştı çünkü. Tanımadığı bir sürü yabancı. Çantasını açtı ve içerisindeki sakinleştirici haptan ağzına atıp yuttu. Kalbinin biraz daha yavaş atması için nelerini vermezdi ki? Veya buradan hemen çıkabilmek için. Böyle kalabalık mekanlar ona hiç iyi gelmiyordu. Masalarına doğru gelen iki “yabancı” kız ise onda tanımlayamayacağı bir etki yapıyordu. Kızlar utangaç bir şekilde masaya doğru yaklaştı ve Jeanne’in yüzüne bir kere tiksinç bir ifadeyle bakıp Joy’a döndüler. ”Eee, şey. Bayan Payne biz sizin çok büyük iki hayranınızız. İmzanızı alabilir miyiz?” Jeanne sessizce kıkırdadı ve derin bir nefes aldı. Hadi ama, gidin bir an önce. Arkadaşının gözlerine yalvaran gözlerle bakıyordu kızları bir an önce def etmesi için. Biraz daha burada kalırlarsa Jeanne terk edecekti masayı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sliwer.tumblr.com
Joyce Payne
Nobel Ödüllü Yazar
Nobel Ödüllü Yazar
Joyce Payne


Mesaj Sayısı : 48
Kayıt tarihi : 24/07/11
Nerden : 18.yy

Yardımına ihtiyacım var! Empty
MesajKonu: Geri: Yardımına ihtiyacım var!   Yardımına ihtiyacım var! Icon_minitimeSalı Tem. 26, 2011 7:42 pm

Joyce Jeanne'in her yaptığına iri gözlerini kenetlemiş dikkat ederken, O, ekrandaki bazı şeyleri peçeteye geçirmekle meşguldu. Joy oflayarak şimdi sırası mıydı bunun diye düşünürken, hackerın açıklaması geldi. “Ha, şey, bunlar o kişilerin ip adresleri. Yani, bir nevi adresleri diyebiliriz. Şimdi bunları şuraya yazdığımızda…” Çıkardığı işten keyifli gibi görünüyordu. Umarız sonucu gördüğünde Joy da keyiflenebilirdi. “Anlaşılan senin şu minik fareler Starbucks’dan halletmiş işlerini… Şimdi önümüzde iki seçenek var Joy. Bir, onların bilgisayarlarını kullanılamaz hale getirebilirim, iki ip adreslerini avukatına verirsin ve adaletin sağlanmasını beklersin…” Uzun uzun düşündü Joyce. Demek birkaç hayran yapmıştı bunu. O zaman avukatla halledilecek bir iş değildi. Kız kıza çözebilirlerdi pekala. Düşünceli bir şekilde frappucino'nun şeffaf kutusunu ellerinin arasında döndürürken başını kaldırdığında masalarına gelmiş iki genç okuru farketti. Jeanne'in bakışlarından, bu durumdan pek hoşlanmadığı görülüyordu. Joy ise bu duruma –her seferinde- bayılıyordu. ”Eee, şey. Bayan Payne biz sizin çok büyük iki hayranınızız. İmzanızı alabilir miyiz?” Genç yazar Jean'e kıkırdadığı için kötü bir bakış atarak çantasından kalemisi çıkardı ve ona uzattıkları kitapları samimi cümlelerle imzaladı. Kitaplarına yazılan yazıları okuduklarında kızların yüzlerindeki gülümseme her şeye değerdi. Birinin kitabına özenli bir el yazısıyla "Kitabımı senin gibi harika insanların okuduğunu bilsem, her güne bir tane yetiştirmek için gerekirse uyumazdım. Öpücüklerimle, Joy." Yazılmıştı. Diğer kitapta ise Joy’un mail adresi ve altında bunun ikisinin arasında bir sır olduğu hakkında bir not bulunuyordu. Kızlar bu samimiyet karşısında defalarca teşekkür edip yeniyetme yazarı utandırdıktan sonra, on beş dakikalık birliktelikleri sona ermişti. Jean ise o uzun dakikalar boyunca oflayıp puflamakta bir sakınca görmemişti. Joyce haklı olduğundan emin bir şekilde baktı arkadaşına. "Hiç bana öyle bakma. Kızları gönderemezdim. Görmedin mi nasıl da cıvıl cıvıldılar?" Kalemini çantasına özenle koyduktan sonra tekrar o can sıkıcı işe döndü. "Şu kızlara verebileceğimiz bir mesaj yok mu? Bilgisayarlarını bir daha kullanamasınlar tamam; ama bir daha benimle uğraşamasınlar da." Jeanne'in güzel fikirleri olduğundan emindi. Efsanevi hackerın birkaç kelimesi zamanında dünyaca ünlü hackerlardan birine işi bıraktırmıştı. Sebep ve o ünlü kelimeler neydi bilinmez ama, hakaret içermediği halde ağır gelen kelimelerden olduğuna hepimiz eminiz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeanne Boucher
Hacker
Hacker
Jeanne Boucher


Mesaj Sayısı : 104
Kayıt tarihi : 22/07/11
Nerden : France

Yardımına ihtiyacım var! Empty
MesajKonu: Geri: Yardımına ihtiyacım var!   Yardımına ihtiyacım var! Icon_minitimeSalı Tem. 26, 2011 8:13 pm

Jeanne sadece oflayıp pufluyordu ve kızların gitmesini bekliyordu. Ama Joy halinden gayet memnundu. Gördüğü en yavaş insandı kesinlikle. Çantasını yavaşça aldı ve içersindeki dolma kalemlerden birisini büyük bir özenle çıakrtıp kızların kitabına uzun uzun bir şeyler karaladı. Gerçekten hayranlarıyla ilgilenmesini seviyordu ama en azından Jeanne’in yanında biraz daha düşünerek harket etmeliydi. Eğer kızlar bir süre daha kalsaydı kadın çığlık çığlığa bağırabilirdi. Göğsünün üzerindeki yumru kızların gitmesiyle yok olmuştu. "Hiç bana öyle bakma. Kızları gönderemezdim. Görmedin mi nasıl da cıvıl cıvıldılar?" Jeanne gözlerini devirdi ve bulduğu ip adreslerine yollamak üzere çeşitli zararsız(!) dosylarını hazır etti. Arkadaşının kararını az çok kestirebiliyordu. Büyük ihtimalle zarar vermek istemeyecekti ama arkadaşının sitesine bulaşmak ne demekmiş göstermeliydi onlara Jeanne. "Şu kızlara verebileceğimiz bir mesaj yok mu? Bilgisayarlarını bir daha kullanamasınlar tamam; ama bir daha benimle uğraşamasınlar da." Yavaşça arkadaşına baktı, gerçekten ne kadar saf olduğunu bir kez daha fark etti. İnsanlara zarar vermekten korkuyordu. Jeanne ise, insanların ona zarar vermesinden korkuyordu. Birbirini tamamlayan iki zıtlık gibiydiler, kendi içlerinde çelişkiydiler. Belki de bu sayede uzun yıllardır bu kadar yakındılar. Yavaşça geriye doğru yaslandı ve Frappuccino’sunun son yudumlarını içti ve bardağı hızlıca masaya bıraktı. Bu sesi duyan garsonun en kısa zamanda masaya gelmesi gerekiyordu. Tam da Jeanne’in beklediği şekilde gelmişti. Çocuğu uzun zamandır tanıyordu, hatta bir dönem neredeyse bir şeyler yaşayacaklardı. Tabii kadın biraz daha az korkak olmasaydı… “Bazen en iyi dersler en büyük yaralardan öğrenilir Joy. Bunu sen benden iyi biliyorsun. Beni bile edebi edebi konuşturdun ya.” Dedi ve güldü. Daha sonra bilgisayarından önceden belirlenmiş adreslere virüsleri gönderdi. Bu zararsız minikler beceriksizleri birkaç gün bilgisayar kullanmaktan alıkoyacaktı ve her bilgisayar açmaya çalıştıklarında Joyce’un 756 sayfalık kitabını okumaları gerekecekti. Tabii ki de kendi imzası haline gelmiş olan tavşanı da ekranın bir köşesine sıkıştırmıştı. Zaten yönergeleri tavşan verecekti amatörlere. Böylesine güzel bir fikir aklına geldiği için kendisini bir kez daha tebrik etti. Bu işte kısa sürede çok iyi yerlere gelmişti. “İşlerimiz bittiğine göre, biraz sohbet etsek?” Her şeyi mekanik olarak yapıyordu son zamanlarda. Direk sohbet konusu açmaktansa böyle salak saçma girişler yapıyordu. Neyse ki, Joyce onu anlardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sliwer.tumblr.com
Joyce Payne
Nobel Ödüllü Yazar
Nobel Ödüllü Yazar
Joyce Payne


Mesaj Sayısı : 48
Kayıt tarihi : 24/07/11
Nerden : 18.yy

Yardımına ihtiyacım var! Empty
MesajKonu: Geri: Yardımına ihtiyacım var!   Yardımına ihtiyacım var! Icon_minitimeSalı Tem. 26, 2011 9:18 pm

Joyce konuşmayı bıraktığında ortamdaki kısa süreli sessizlik düşündürücüydü. O dayanılmaz sürede arkadaşlıklarını, geçmişlerini, anlam verememelerine rağmen birbirlerine olan bağlılıklarını düşündüler. O kadar zıt karakterlerdi ki esasında.. Birinin ak dediğine diğeri ististnasız kara derdi. Yine de birbirlerine o tuhaf bağ ve özveriyle bağlıydılar. Bugün mesela Jeanne kalabalıktan nefret etmesine rağmen Joy için bu kafeye gelmiş, işlerini bir kenara bırakıp tüm dikkatini basit bir internet sitesine vermişti. Şu anda, Jeanne olmasa Joy evinde nutella yiyerek ağlıyor olurdu. Yan sandalyeye baktığında kocaman bir boşluk yerine arkadaşını görebildiğine sevinerek, masalarına gelen garsona soğuk bir limonata siparişi verdi. Fakat garson masalarına yaklaştığında Jeanne ile birbirlerine tutkuyla bakmaları dedikodusever kızımızın gözünden kaçmamıştı. Bu işin peşinden gitmeye karar vererek, imalı bir şekilde arkadaşına döndü. “Bazen en iyi dersler en büyük yaralardan öğrenilir Joy. Bunu sen benden iyi biliyorsun. Beni bile edebi edebi konuşturdun ya.” Bu laflara karnı toktu Joy'un. Garsonla aralarındaki şeyi farkettiğini görmüi, konuyu değiştirmek için Joyce'u derinden vurabilecek edebi laflar ediyordu; ama yemezler. İşin ucunu kolay bırakmayacaktı. Hem bu ilginç konu kafasını da dağıtabilirdi. Jean'in gönül işleri alışılmadık bir durumdu çünkü..
İyi olacak hastanın doktor ayağına gelir misali, konuyu bile kendi açıverdi taze aşık. “İşlerimiz bittiğine göre, biraz sohbet etsek?” Jeanne'e güveniyordu, bu yüzden o küçük cadıların hesabını ne yaparak kestiğini bile sormadı. Emindi çünkü gerekeni yaptığından. Kafasını kurcalayan o sorunu düşüncelerinden şimdilik atıp asıl meseleye girdi. "Hadi bakalım küçükhanım, anlatın. O garson neredeyse bakışlarıyla seni yedi. Anlat bakalım neler oluyor." Bu arada lezzetli limonatasından kocaman yudumlar alıyor, gözlerini yüzündeki çok sevdiği pis bir gülümsemeyle Jeanne'e dikiyordu. Onu sıkıştırmak çok eğlenceli olacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeanne Boucher
Hacker
Hacker
Jeanne Boucher


Mesaj Sayısı : 104
Kayıt tarihi : 22/07/11
Nerden : France

Yardımına ihtiyacım var! Empty
MesajKonu: Geri: Yardımına ihtiyacım var!   Yardımına ihtiyacım var! Icon_minitimeÇarş. Tem. 27, 2011 1:45 pm

Kalp kırıklarını unutabilmek onlarsız yaşayabilmek mucize olurdu. Her kız gibi o da peri masallarına layık bir aşk istemişti doğduğu günden beri. Bembeyaz gelinlikler içinde kendisini hayal ederdi küçükken. Ama o hayaller artık tarih olmuştu. Öylesine yabani birisi haline gelmişti ki, kendisi bile bazen bu duruma şaşırıyordu. Aslında her zaman sosyal olmayı sevmiştir. Okulda ve yapmaya çalıştığı her şeyde çok başarılı olduğu için her zaman erkekler tarafından sevilmeyen kız olmuştu. Umrunda değilmiş gibi davransa da üzülüyordu bu duruma, o da her kız gibi sevmek ve sevilmek istiyordu. Garson ise ona bu güzel duyguları tam anlamıyla tattıran ilk kişi olmuştu üniversite yıllarında. Aynı bölümde okuyor olmaları sayesinde tanışmışlardı ve daha sonra bir projede birlikte yer almışlardı. Dostlukları zamanla aşka dönüşürken Jeanne bunu engellemek için dişini tırnağına taktı. Bu tür şeyleri yaşamak istemiyordu. Kalbinin kırılmasından korkuyordu. Çocuktan yavaş yavaş uzaklaşırken Jonas kızın kararına karşı çıkmamıştı. Sadece ona sevgisinin asla bitmeyeceğini söylemekle yetinmişti… Joyce’un kadife sesiyle kendisine geldiğinde arkadaşına baktı ve gülümsedi. "Hadi bakalım küçükhanım, anlatın. O garson neredeyse bakışlarıyla seni yedi. Anlat bakalım neler oluyor." Dedektif gibi arkadaşı vardı. Gözünden hiçbir şey kaçmıyordu. Kırk yılın başı bara gittiklerinde bile ‘şu bize baktı, aa bak şu da bakıyor’ gibi durmadan gözlem yapardı. Jeanne çoğu zaman onu takdir ediyordu. En azından kendisi gibi salak değildi. Yavaşça bilgisayarını kapattı ve tavşanlı taşıma çantasına koydu. Yüzü daha şimdiden kızarmaya başlamıştı bile. Zorlama bir şekilde güldü ve “Benim gibi bir güzelliğe bakmayıp napabilirdi ki?” Söylediği şeyin hiçbir inandırıcılığı olmadığını o da bal gibi biliyordu ama bunu birilerine anlatmaya hazır olmadığını hissediyordu. Anlatırsa eski acıların tekrar gün yüzüne çıkacağını hissediyordu. O dayanılmaz acıyı tekrar yaşamaktansa ölmeyi tercih ederdi… "Sana yalan söyleyemiyorum lanet olsun. Lütfen tüm olayı anlattırma bana, Jonas'la önceden biz şeydik, yakındık. Sonra ben her şeyi berbat ettim." Gözlerine yaşlar gelmeye başlamıştı ama onları hemen ustaca def etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sliwer.tumblr.com
Joyce Payne
Nobel Ödüllü Yazar
Nobel Ödüllü Yazar
Joyce Payne


Mesaj Sayısı : 48
Kayıt tarihi : 24/07/11
Nerden : 18.yy

Yardımına ihtiyacım var! Empty
MesajKonu: Geri: Yardımına ihtiyacım var!   Yardımına ihtiyacım var! Icon_minitimeÇarş. Tem. 27, 2011 2:35 pm

Joyce, Jeanne'i biraz olsun düşünceleriyle yalnız bırakmak için limonatasına gömülmüş, sessizce ikram edilen kurabiyerlerden birini kemiriyordu. O da evinde limonata yapmayı zaman zaman denemiş; ama sonuç her zaman tam bir fiyasko olmuştu. Biraz limonu su ve şekerle karıştırmaktan ibaret olan bu basit tarifi bile hakkını vere vere yerine getirememek ise onu -malesef- mutfağa küstürememiş, ilginç ve saçma sapan denemelerine devam etmişti. Hangi tip insan su, limon ve şekeri karıştırdığında saf sudan bile katkısız bir sıvı elde edebilir, bunu nasıl başarır, bilinmez. Son denemesi olan limonata yapıcı robot da işe yaramayıp bozulduğunda Joyce bu işi bilinlere bırakmaya, limonatayı hazır almaya karar vermişti. Henry'nin kafesinde ise aklına aşçıya rüşvet verip o gizli tarifi almak gelmişti; fakat daha önce kimse o aşçıdan limonata tarifi almadığı için becerikli usta biraz şaşıracak, göz kararı ile dolu cümleler kurup Joy'un korkunç sorgusundan kurtulacaktı. Limonatayı kendi haline bırakıp iki yakın arkadaşın masasına döndüğümüzde, Joy'u büyük bir konsantrasyonla limonatasının limonunu yerken görebiliriz.("Acaba limondan mı kaynaklanıyor?") Jeanne ise her şeyden habersiz kendi derdinde, kendi düşüncelerinde susuyordu. Joy'un sorusunu yeterince düşünüp yanakları uygun pembeliğe gelince, hazırladığı cevabı arkadaşına söyledi. “Benim gibi bir güzelliğe bakmayıp napabilirdi ki?” Ah, evet. Her zamanki Jeanne işte. Ne zaman bir olaydan kaçmak istese işi dalgaya vurur. Joy sıkıntıyla gözlerini devirirken, oldukça alımlı olan arkadaşının erkekler konusunda ne zaman daha açık olacağını düşünüyordu. Cevabı ise burada dile getirmek istemeyeceğimiz kadar üzücüydü.. "Sana yalan söyleyemiyorum lanet olsun. Lütfen tüm olayı anlattırma bana, Jonas'la önceden biz şeydik, yakındık. Sonra ben her şeyi berbat ettim." Gözlerinden akan yaşlar Joy'a fena halde suçlu hissettirmiş, bir yandan da içini acıtmıştı. Jeanne hiçbir zaman oldukça neşeli bir görüntü çizmemişti; ama onu durgun görmek öyle acı vericiydi ki.. Elinden gelen tek şeyi yapıp uzanıp arkadaşına sarıldı genç kadın. Bir süre hiçbir şey söylemeden, sadece ağlamasına izin verdi. Gözünden akan her bir yaşla biraz daha kendine gelen Jeanne'in yeterince toparlandığına emin olduktan sonra, arkadaşının küçük elini iki eli arasına aldı. "Jeanne, burada üzüleceğin hiçbir şey yok. Belki ondan yeterince hoşlanmadığın için böyle olmuştur. Bu gayet normal. Ayrıca onayı ver, o garsonun bir daha karşına çıkmasını engelleyeyim. Yeter ki üzülme." Çantasından çıkardığı bir peçeteyi arkadaşına uzatırken, iç açıcı bir şeyler söyleme gerekliliği hissetti. "Ayrıca her şeyi bitirmen gayet normal. Tüm erkekler senden hoşlanır; ama sen seçersin." Ardından sesli bir kahkaha attı. Jeanne farkında olmadan çok kişinin canını yakıyordu. Mesela onları uzak bir köşeden iç çekerek izleyen bir lise öğrencisinin bile..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeanne Boucher
Hacker
Hacker
Jeanne Boucher


Mesaj Sayısı : 104
Kayıt tarihi : 22/07/11
Nerden : France

Yardımına ihtiyacım var! Empty
MesajKonu: Geri: Yardımına ihtiyacım var!   Yardımına ihtiyacım var! Icon_minitimePaz Tem. 31, 2011 8:06 am

Rpnin şarkısı da bu olsun:

Ailesinin aşırı korumacı tutumu yüzünden yıllarca kendi ayakları üzerinde duramamıştı. Onların istedikleri liseye gitmiş, istedikleri tarzda sosyalleşmiş ve yine onların seçtiği bir üniversiteye gitmişti. Gideceği bölümü bile ailesi seçmeye kalkışınca nihayet sesini çıkarmaya karar vermiş, bilgisayar bölümünü seçmişti. Joyce ona sarıldığında son 10 yıl gözlerinin önünden akıyordu. Gözyaşlarını tutmayı bırakalı çok olmuştu. Biraz daha ağlarsa en sevdikleri mekanı sel basacaktı… "Jeanne, burada üzüleceğin hiçbir şey yok. Belki ondan yeterince hoşlanmadığın için böyle olmuştur. Bu gayet normal. Ayrıca onayı ver, o garsonun bir daha karşına çıkmasını engelleyeyim. Yeter ki üzülme." Joyce’un uzattığı peçeteyle gözlerini kurularken bir yandan da söylediklerinde doğruluk payını düşünüyordu. Gerçekten Jonas’dan hoşlanmış mıydı? Bundan hiçbir zaman emin olamamıştı ki. O daha hayatıyla sorunlar yaşarken birilerinin daha sorunlarını kaldırabilecek durumda hiç olmamıştı. Çocuğun okuldan atılmasıysa düşüncelerini destekler nitelikteydi. Belki de birçok kişi gibi Jonas da sadece dış görünüşüne âşık olmuştu. "Ayrıca her şeyi bitirmen gayet normal. Tüm erkekler senden hoşlanır; ama sen seçersin." Dostunun sözleri karşısında ne diyeceğini bilemiyordu. Kadın o kadar güzel kılıf uyduruyordu ki her şeye… Jeanne onunla geçirdiği her dakikada bir kez daha anlıyordu neden Nobel Ödüllü olduğunu. Arkadaşının kıvrak zekasına hayrandı. Arkadaşları arasındaki en sosyal kişiydi Joy. “Ben sadece hazır değilim sanırım, Joy. Yani tüm bu buluşmalar falan. Bana göre değil. Ne zaman bana sadece zeka veya sadece güzellik olarak bakmayacak birileri çıkar, o zaman hazır olurum.” Dedi ve güldü. Zaten Joyce’un yanındayken gülmemek elde değildi ki. Jonas tekrar masalarına geldi ve boş bardakları alıp götürdü. Çocuğa alıcı gözüyle baktığında, o kadar da yakışıklı olmadığını fark etti. Yıllardır başaramadığı şeyi Joyce sayesinde beş dakikada başarmıştı. “Sen cidden süper bir dostsun!” dedi neşeli bir kahkaha eşliğinde. Tanıdığı en mükemmel insan, Joyce.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sliwer.tumblr.com
 
Yardımına ihtiyacım var!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
NYC MYSTERY :: New York City :: Ellis Adası :: Henry's Cafe&Steak-
Buraya geçin: