Esta Lilith Vondecart Fotoğrafçı
Mesaj Sayısı : 67 Kayıt tarihi : 23/07/11 Nerden : healloooöööüü, Şi iz e İngliş Göğl Lakap : Ess. Joyce için Estapitipiti.
| Konu: Esta Lilith* C.tesi Tem. 23, 2011 7:15 pm | |
| Ad&Soyad: Esta Lilith Vondecart Kişisel Özellikler: Çok rahat birisidir. Aklından geçeni hiç tartmadan söyler. Ama biraz asosyal olduğu için yanlız kalmayı tercih eder. Kendisini rahatlattığı ve yalnız kalmasını sağladığı için fotoğrafçılığı seçti. Halbuki onu tanıyanlar yakın çevresi çok eğlenceli biri olduğunu ve gülmeyi sevdiğini söyler. Siz de böyle diyebilirsiniz tabii onu tanıyabilirseniz. İstediğiniz Meslek: Fotoğrafçılık İstediğiniz Ünlü: Kaya Scodelario Örnek RP:- Spoiler:
Karanlığı yaran güneş ışıklarıyla birlikte gözlerini açmıştı Esta. Karanlık ile aydınlığın karasız kaldığı bu an ona kendisini anlatıyordu. Ne karanlığın o yok edici tavrı ne de aydınlığın göz kamaştırıcı ışıltısı. Karanlık olmayı seviyordu. Aslında bu ona göre aydınlıktı. O sözde aydınlık taraftarları gibi ütopik düşünmedi diye farklı algılanıyorsa olsun. Burası, içinde yaşadığımız dünyada her şey iyi, her şey güzel diyemiyorsun. Çünkü biz insanız ve insanları hataları olur. Hogwarts’da çalışmayı o istemişti. Hem öğrencilere bir şeyler anlatmayı seviyordu hem de o küçük ve taze beyinlere kendi fikirlerini aşılayabilecekti. Hem de hiç kimse fark etmeden.O bu düşünceler içindeyken. Karanlık yerini yavaş yavaş gün ışığına bırakmaya başlamıştı. Geç kalmak istemediği için bakışlarını pencereden ayırdı ve hazırlanmaya başladı.
Tılsım dersliğine çok erken gitmişti. Henüz öğrencilerden gelen yoktu. Pencereler kocamandı ve krem rengi perdeler tarafından tamamen gizlenmişi. Başta açmayı düşünmedi ama öğrencilerinin sınıfı böyle görmesinin hoş olmadığını düşünerek bütün perdeleri kenara çekti. Ellerini masaya dayamıştı ki eline neredeyse bir parmak toz geldi. Ah şu çalışanlar… diye söylenmeye başladı. Sınıf okulun restore edilmemiş sayılı sınıflarından biriydi. Asasının birkaç hareketiyle sınıfı baştan aşağıya yeniledi. Sonra yaptığı işe göz attı. “Gerçekten güzel. Öğrencilerim bunu beğenecekler.” diye kendi kendine gülümseyerek mırıldandı. Kütüphaneye gidip eski kitaplardan birini alıp geldi. Masaya koydu ve üzerindeki tozu silkeledi. Eski olduğu için çok yıpranmıştı ve yazıları neredeyse okunmuyordu. Masasına oturdu ve kitabı okumaya başladı. Öğrenciler yavaş yavaş gelmeye başlamışlardı. Saatine baktı 8.00. Kitabı kapattı ve ayağa kalktı. Profesörün yokluğunda içeride küçük bir öğrenci gürültüsü oluşmuştu, bu antik odanın iliğine işleyen gürültü koridordan rahatça duyulabiliyordu. Tam bu sırada Sol duvarın en başında yer alan pencereden içeri kuvvetli bir rüzgar girdi. Rüzgarın odanın içinde dolanmasıyla birlikte öğrencilerin gürültüsü kesilmişti, bu kısa süreli sessizliğin etkisinde rüzgarın girdiği pencereden içeri, küçük perileri andıran kudretli parıltısıyla tüm odayı aydınlatan küçük ışık huzmeleri doluşmaya başladı. Öğrencilerin şaşkınlıkla yüzünde oluşan gülümsemeyle birlikte ışık huzmeleri masanın çevresinde bir araya toplandı ve büyük bir ışıltı içerisinde profesörün silueti belirdi. Gülümseyerek küçük gözlerini şaşkınlıkla kırpıştıran öğrencilerine döndü.
“Merhaba sevgili öğrenciler. Biraz gösterişli bir giriş yaptığımın farkındayım. Ancak Tılsım dersinde sıkılmanızı istemiyorum. O yüzden arada böyle farklılıklar yapabilirim hazır olun.” Göz kıptı. Öğrenciler gülümsemeye başlamıştı. Rahatladı Esta, belki de o kadar kötü geçmez. “Derse başlayalım o zaman. Zamanımız kısıtlı. Boşa harcamak istemeyiz, değil mi?” Dedi ve sıralar arasında dolaşmaya başladı. Küçük bir asa hareketiyle perdeleri kapattı. Odayı cılız bir şekilde aydınlatan birkaç mumdan dışında oda karanlığa gömülmüştü.
''Dünyanın her yerinde Karanlık, farklı formlarda karşımıza çıkacaktır. Bu karanlığı deşifre edebilmek, onun ardındaki gerçeği görebilmek belli bir kudret gerektirmektedir. Bu gerçeği görebilmek için ise, karanlığın anti-tezi olan aydınlığı kullanmamız gerekir, karanlığı korkutup kaçırmak ve her şeyi görünür kılmak için aydınlığa sığınmamız şarttır. Bu yüzden ilk dersimizde öğreneceğimiz büyü, temel bir aydınlık büyüsü olan Lumos'tur.
Lumos sözcüğü, Latince ışık manasına gelen Lumen sözcüğünden gelmektedir. Lumos ise Lumen kelimesinin çoğul formudur yani ışıklar manasına gelmektedir. Umarım söylediklerimi not alıyorsunuzdur... ''
Çoğunluk dikkatle dinliyordu dersini. Birkaç şımarık çocuk dışında. Gülümsedi. Her sınıfta olurdu zaten böyleleri. Ama eğer çok boş bırakırsa sınıfın dağılacağını bildiğinden onlara doğru bakıp kaşlarını çattı.
"Şimdi ise Lumos büyüsünün pratikte nasıl kullanılacağını öğreteceğim. Sihir Bakanlığı tarafından III. derece, yaptırımsız Basit büyüler sıralamasında yer alan bu büyü, uygulanış açısından gerçekten çok kolaydır. Büyüyü uygulayabilmek için ise, öncelikle konsantre olmanız gerekiyor. Ardından asanızı herhangi bir kavis çizmeden ileri doğru iterek Lumos sözcüklerini söylemeniz yeterli.''
Asasını yavaşça kaldırdı ve “Lumos!” dedi. Asanın etrafında beliren iki adet açık sarı şerit, asanın ucunda hızlıca dönmeye başladı ve birden gür bir ışık huzmesi sanın ucunda küçük bir güneş gibi parıldadı. Dalga dalga yayılan ışık ile birlikte tüm oda net bir şekilde görünür hale geldi, Öğrencilerin şaşkın bakışları arasında profesör konunun bölünmesine müsade etmeden sözlerine devam etti.
''Evet arkadaşlar, gördüğünüz gibi gayet kolay bir büyü. Lumos büyüsü sayesinde ardını göremediğiniz tüm karartıları ortadan kaldırmanız mümkün, evet şimdi herkesin sırayla denemesini istiyorum. Tüm sınıfın deneyebileceği kadar zamanımız var. (Uygulama!)''
Öğrenciler büyüyü yaparken ışıklar yanıp sönüyordu. Öğrencilerin heyecanlı yüzler bir görünüp bir kayboluyordu.
“Çok kolay bir büyü olduğu aşikar. Sanırım çoğunuz biliyor. O yüzden biraz daha zor bir büyüden bahsedeceğim. Fidelius. Bu büyü çok güçlü bir büyüdür. Yapıldığı zaman bir insanı ya da yeri öyle bir gizler ki kişiye Sır Tutucu tarafından tam adres ya da yer söylenmediği takdirde kişi o yer ya da kişiyi asla bulamaz. Ama tabiî ki Sır Tutucu kişiyi iyi seçmeniz gerekir. Öyle olmadığı takdirde büyünüz siz yapsanız bile işe yaramaz. Neden bahsettiğimi anladığınızı sanıyorum.” Birkaç öğrencinin yüzlerinden karanlık gölgelerin geçmesi anlaşıldığını gösteriyordu. “Çok güçlü bir büyü olduğu için bunu burada yapmıyorum. Yani henüz.” Dedi gülümseyerek ve göz kırptı.
“Evet gençler, bu günlük yeter bu kadar. Zaten ilk dersimizdi daha fazla uzatmaya gerek yok. İlk günün ödevi..” sınıfta mızmızlanmalar olmuştu. “Ah hadi ama çok kolay bir ödev olacak.” Dedi mavi gözlerini masumca açarak. “Ödeviniz tılsımın neden önemli olduğuyla ilgili bir yazı yazmak ve de Wingardium Leviosa'dan farklı üç tılsım büyüsü bulup, işlevlerini kısaca açıklamak. Bu kadar. Toparlanabilirsiniz. Ödevlerinizi unutmayın sakın.” Öğrenciler toparlanırken masasına yürüdü ve eşyalarını yerleştirdi Esta. Öğrenciler çıkmadan önce tekrra onlara döndü ve yüksek sesle “Unutmayın her karanlık kötü değildir. Her aydınlığın da iyi olmadığı gibi.” Diyerek göz kırptı ve sınıftan çıktı.
| |
|
Aurelia R. Creté Bronx High IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 21/07/11 Nerden : I'm a English girl in NY Lakap : Elia
| Konu: Geri: Esta Lilith* C.tesi Tem. 23, 2011 7:37 pm | |
| Anlatım : 35/35 Kurgu : 30/35. Daha farklı bir şey bulabilirdin, ders rp si biraz durgundu. Uzunluk : 3/5 İmla : 3/5 . Cümle ortasında büyük harfle başlamışsın, 'Dedi' kelimelerini büyük yazmışsın. Onlara dikkat et. Renklendirme : 5/5 Sayfa düzeni : 4/5 . Hepsini aynı hizaya getirebilirdin. Akıcılık : 10/10
Yıldız değerin; 90 ! Rütbeniz veriliyor, iyi rp'ler dilerim ^^.
| |
|